Antalya Davranış Bilimleri ve Terapi Merkezi

Bilişsel Davranışçı Terapi Hakkında Doğru Bilinen 5 Yanlış

Bilişsel Davranışçı Terapi Hakkında Doğru Bilinen 5 Yanlışlar

Bilişsel Davranışçı Terapi Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), yaşanılan psikolojik problemlerde iyileşme sağlayabilmek için kişilerin duygu, düşünce ve davranışlarını inceleyen psikoterapi ekolleri arasında yer alır. Bu yazıda psikolojik problemlerin çözülmesinde etkisi bilimsel araştırmalarla desteklenmiş olan bu ekolle ilgili karşımıza çıkan doğru bilinen yanlışları inceleyeceğiz

Bilişsel Davranışçı Terapide tek amaç kişilerin düşüncelerini değiştirmektir.

Bilişsel davranışçı terapide amacımız danışanların olaylara olumsuz değil, olumlu taraftan bakmalarını sağlamak değildir. Düşüncelerle çalışırken ki amacımız danışana gerçekçi düşünce stilini kazandırmak ve sorun sürdüren düşünce stillerinin farkına varmalarını sağlamaktır. Aynı zamanda BDT sadece düşüncelere odaklanmaz. Düşüncelerle birlikte duygu ve davranışlara da odaklanarak sorunu sürdüren mekanizmaları bulmayı, çözümlemeyi hedefler.

Bilişsel Davranışçı Terapide Ne Hissettiğinize Odaklanılmaz

İnsan doğası gereği herhangi bir olay yaşandığında çeşitli duygular deneyimler. Daha sonrasında o deneyimlediği duygularla birlikte düşünceler geliştirir ve davranış sergiler. Bu sebeple herhangi bir terapi ekolünün duygulara odaklanmaması mümkün olamaz. Bilişsel Davranışçı Terapi Ekolü danışanların karşılaştığı olaylar karşısında duygu – düşünce – davranışları bir bütün olarak ele alır.

Bilişsel Davranışçı Terapide geçmiş deneyimler konuşulmaz. Sadece şu an konuşulur.  

BDT’nin veya herhangi bir terapi ekolünün geçmişe odaklanmadan ilerlemesi mümkün değildir. BDT ekolünde kişinin geçmiş deneyimleri, terapiye getirdikleri problemlerin ne zaman olduğu, nasıl başlayıp devam ettiği kapsamlı bir şekilde analiz edilir. Danışanların geçmiş deneyimlerini analiz etmek bugün yaşanılan problemlerin nasıl sürdüğünü anlamamıza yardımcı olur.

BDT, sadece semptomları geçici olarak hafifletir, altta yatan soruna odaklanmaz, çözmez.

BDT danışanlara yaşadıkları problemleri açıklayan ve analiz etmelerini sağlayan danışana özgü formülasyon geliştirerek çalıştığı için kullandığı terapi yöntemlerinin tüm problemler için etkili olduğu bilinmektedir.

Aynı zamanda BDT ekolü diğer tüm ekollerden ayrı olarak hakkında en çok araştırma yapılmış yöntem arasında yer almaktadır. Yapılan araştırmalara göre BDT, depresyon, kaygı bozuklukları, fobiler, travma sonrası stres bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk, yeme bozuklukları gibi bir çok problem için uluslararası klinik uygulamalarda ilk sırada önerilen yöntemler arasındadır.

Bilişsel Davranışçı Terapi kısa sürelidir, problemlerin kökenine inmez

BDT seanslarında danışanın terapiden beklentileri doğrultusunda, problemleri sürdüren süreçlere dair geçmiş deneyimler incelenerek seansa başlanır. Özetle sorunların kökenine inmeden sorunu sürdüren mekanizmaları çözümlemek mümkün değildir. BDT ekolünün temel hedeflerinden biri kısa sürede etkili iyileşme oluşturmaktır. BDT ekolü danışanın terapiden beklentileri doğrultusunda yüksek oranda bilimsel destek almış tekniklerden yararlanarak danışanlarda kısa sürede kalıcı iyileşme sağlar.

Bilişsel Davranışçı Terapi hakkında daha detaylı bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

 

 

Paylaş
pelilaWp Ayar